24 Aralık 2009 Perşembe

Beni hayallerimin bittiği yere asın...

Bugün ne tuhaf bi gündü, sürekli içimden hayat ne garip , ben ne tuhafım, ne kadar kararsızım, ne kadar dengesizim, fikirlerim ne kadar çabuk değişiyo tehlikeliyim deyip durdum.Ve gün boyu bu düşünceler kafamın içinde dönüp dururken arkada çalan fon müziği; ''hayat ne garipti''.. Onuda bir Cem Karaca söylüyordu bir Mahsun Kırmızıgül.. Akşama doğru müzik değişti, Zerrin Özer ''yol bir garip yolcu bi garip'' çalmaya başladı. Sabah 8.30 itibariyle milli eğitim memuresinin çartlak sesiyle uyandım.Neymiş bilmem ne okuluna vekil öğretmen olarak tayin edilmişim,onaylıyor muymuşum? sonra uyu uyabilirsen tekrar, zaten erken kalkıcam ve pilates yapıcam diye yatmıştım ama bi şekilde kendimi ''uyuyakaldım erken uyanamadım'' diye kandıracaktım.Yatağın içinde dönüp dururken bir telefon daha, okul müdürü... ''bahçeköye bekliyoruz sizi, sarıyer kaymakamlığına dilekçe yazın gelin''..kararsızlık..ve ardından Sarıyer yolları..ayaklar geri geri gider.... dilekçe alınır ve vazgeçilir...Hızlı bir şekilde eve dönülür, dönerken fon müziği umut doludur...Levent'e gelince otobüsten inilir..gökdelenlere bakılır..derin bir nefes alınır ve esaretten kurtulmuşcasına ,ayakları yerden kesen özgürlük!! eve gidilir , doğru yaptığına, hayallerinin peşinden koşulması gerektiğine karar verilir,mutlu olunur,herşey unutulur... telefon... müdür.. ''gelicektiniz?''. -bakın ben istemiyorum... ''çocukların dersleri boş geçiyo,hoca yok''... -ben istemiyorum,yani öğretmenlik.. ''çocuklarr, bakın gelin bi görüşelim''.. -tamam,geliyorum... yol çok uzundur.. çok uzaktır.. tahmin edilenden çok uzak... yollar,deniz,orman,kırsal ve bahçeköy... gerçekten bi köy.. şaka gibi... ama herşey çok sevimlidir.. otobüsten inilir, yürünür, çocukların oynadığı dar sokaklardan ve okul... bir okul, ne ifade eder bi öğretmen için, benim için.. evinden kaçan bi kız çocuğunun, evine çaresiz geri dönüşü. müdür, içimi acıttı, kariyer,para,hedefler hepsi bi kenara di mi, öğretmensin sen,çocuklar.. vicdan,mantık,duygular.. anlaşılır..otobüste fon müziğini Mahsun Kırmızıgül söyler.. gökdelenler.. görmek istemiyorum,kafamı önüme eğip, suç işlemiş gibi eve koşuyorum.. Niran Ünsal söylüyor; ''ben ne zaman büyüdüm anne??'' ben neden hiç olmak istemediğim yerdeyim? beni hayallerimin bittiği yere asın...

20 Aralık 2009 Pazar

evde tek başına !!


















Sürekli yapıcak bi işim varmış gibi telaş içindeyim, nete girerken, televizyon izlerken,yatarken,uyurken hep bi pişmanlık içindeyim.Sanki bi sürü iş var yapmıyorum yatıyorum, kalkınca bakıyorum ,ortalığı topluyorum,temizlik yapıyorum ,aynı şeyler aynı şeyler.. Bi de bi tembellik üzerimde, oje sürmeyi bile iki üç gün önceden yapılıcaklar listesine ekleyip, çok önemli bi işmiş gibi yapıyorum.Bazende çok öenmli bişeyi çok önemsizmiş gibi yapıyorum.Aslında herzamanki anormal halim, bazen bayıyorum kendimi, allahtan yalnız yaşıyorum da başkalarınıda baymıyorum..

Herneyse, blog konusunda karar verdim, yani yemek bloğu diye açtım ya ben burayı, olmıycak galiba ,zorlamıyim kendimi.Eskisi gibi yemek yapmıyorum, yapsam da bloğa koymaya değicek şeyler değil.O yüzden sevincinrenkleri ni günlük olarak kullanmaya karar verdim, tabii ki yemek yapınca ekliycem ama yemek bloğu değil.Sevinclilezzetlere de sadece tarif eklicem.

Mesela dün kursta yaptığım çikolataları ekleyerek başlayabilirim.Aslında buraya eklemek için çektiğim güzel fotoğraflar vardı.Bilgisayarımın çökmesi sonucu bütün fotoğraflarımı kaybettim, aslında ilk başta çok üzülmüştüm ama napalım, belkide böyle olması gerekiyodu.Bazen çok eski fotoğraflara bakıp bakıp üzülüyodum, silemiyodum bir türlü.Ne demişler; sil baştan başlamak gerek lazım bazen..:)) Gelelim çikolatalaraa , ya yaptım o kadar kıyıp da yiyemiyorum:) çok güzeller, mis gibiler..Biraz önce çamaşırları astım, sıcak çikolata yaptım ve 3 tanesini özenle seçtim..Bu arada farketim ki sadece 3 parmağıma oje sürmüşüm, ne tembelim ya:)

19 Aralık 2009 Cumartesi

Hayat sevinçlerle dolu.. ne güzel:)

Bugün çok mutlu bir gündü, çünkü akşama kadar çikolata yaptım!! Son zamanlarda bir sosyalim bir sosyalim sorma gitsin, gezmeler,partiler,kurslar, çok mutlu zamanlar geçiriyorum..bugün bir kez daha anladım ki hayatta şükredicek şeyler hiç bitmez, nelere sahip olduğumun farkında mıyım diye öyle çok soruyorum ki kendime, ve öyle çok şey buluyorum hergün...Çok teşekkür ederim her şey için sonsuz şükürler olsun ...

24 Kasım 2009 Salı

Öğretmenler günü

Öğretmen olduğu halde öğretmenlik yapamayan, ama öğretmen olmadığı halde bu ülkede öğretmenlik yapabilen herkese selam olsun.. Öğrencisiz öğretmenlerin,yıllardır atanmayı bekleyen arkadaşlarımın öğretmenler günü kutlu olsun. Sevgilerimi gönderiyorum onlara ve teessüflerimi gönderiyorum devlet okulunda çalışmayanlara öğretmen demiyoruz diyenlere.Asıl atanamayıp, dersanelerde ya da vekil olarak asgari ücretle çalışan öğretmenleri tebrik etmek lazım, herşeye rağmen öğretmenlik yapmaya çalıştıkları için.Anneler,babalar bir çocukla başa çıkamazken, hergün onlarca çocukla uğraşmak, onların içindeki sevgiyi,öfkeyi,sevgisizliği görebilmek,mutluyken onlarla üzülmek,mutsuzken onlarla sevinmek ne demekdir; tüm şımarıklıklarına,yaramazlıklarına rağmen onlara karşı duyulamaz bir sevgi duyan öğretmenler anlar bunu ancak. Öğretmenlik kutsaldır diye boşuna denmiyor, sevmeyen yapamaz çünkü, yapılmaz.Hele de bu ülkenin şartlarına hiç girmiyorum.Güzel öğretmenler gününüz mutlu olsun:)

Ah bu bennn..

Karanlık,kabuslu geceler bitti çok şükür.Allahım ya, ben bir kere daha anladım ki hayatta herşey piskolocik:) herşeyi korkularını,sevinçlerini,çevrende olan herşeyi sen yaratıyosun.Karbasanlarda buna dahil,güzel surprizler,sevindirici olaylar da.Ben niye kendimi o kadar korkuttum,strese soktum bilmiyorum, aman neyse herkese duyrulur, demiştim dimi sevinçli moduma dönerim yakında diye.Döndüm işte, herşey yolunda.Yarın Sinop'a gidiyorum, annemin kollarına atıcam kendimi.İyice tazelenip öyle dönücem.Ayy herşeyin tadını çıkara çıkara çok güzel bi tatil yapmak istiyorum.Çok çok güzel olucak!! her anın tadını çıkarmayı, gülümseyi unutuyorum ben bile, oysa herşey nasılda keyif dolu aslında.. Bazen olmuyoya çok sıkılıyorum hani, tembel tembel kalkamıyorumda yerimden,o zamanlar için yapılıcak işler buldum kendime:)))

Çok sıkıldın,tembellikten kıçını kaldıramıyosun,kendini iyi hissetmek istiyosun;


-Dişlerini fırçala!! temiz olsalar bile
-Ellerini yıka
-Yüzünü yıka
-Duş al
-Oje sür
-kremlen
-maske yap
-su iç ya su iç ,üşenme bi bardak su iç bak nasıl iyi geliyo
-camı aç,dışarı bak!
-çamaşırlarını katla

Evet biliyorum bunlar çok basit,herkesin zaten yaptığı şeyler, ama ben bazen o kadar tembel ve unutkan olabiliyorum ki bi su içiyorum ohh be diyorum, niye daha önce içmedim:) Son zamanlardaki uyuşukluklarımdan hiç bahsetmiyim bari:) karnımın acıktığında yemek yemenin aklıma gelmemesi gibi, canın sıkılınca televizyonu açmak gibi bi alternatifim olduğunu unutmak gibi:))))) Kendime böyle notlar yazarmışım evde; acıkınca yemek ye, uykun gelince uyu!!, direnme film izliycem diye, mutfağa git yemek yapp.. off ya off ben napıcam bu kendimi hiç bilmiyorum:))

19 Kasım 2009 Perşembe

Kelebek kadar ömrümüz var ,sevmek lazım hemen başlayalım!!

Yazmak istersin, bisürü şey geçer aklından ama başlayamazsın ya, itiraf ediyorum ben ozamanlarda ;açıyorum bi şarkı, ilham gelmesini bekliyorum:) Biraz esinleniyorum, bazende başlıkda görüldüğü üzere biraz fazla esinleniyorum.:)) Yani başlığı görüpde heyecanlananlar olmasın, içeriğimiz çok üzülerek belirtiyorum ki aşk değil,bu seferde gol değil ,değil işte napiim ,ilerde inşallah o da olur diyor ve bu bahsi kapıyoruz. -Hatun hatuuunn!! kimsenin senden bu blogda aşk meşk muhabbeti beklediği yok, herkes bi hevesle,aç kurtlar gibi,ellerinde çatal bıçak tarif bekliyo tariff,sen hala aşk diyosun,meşk diyosun!!

Tamam anlıyorum sizi sevgili öfkeli kalabalık ama biliyosunuz ben bu bol buhranlı,uykusuz,plansız,programsız dönemi aşksız,sevgisiz geçiriyorum.Hayatımda kalmadığım kadar aşksız,olmadığım kadar hissiz yaşarken,anlayamadığım öyle çok şey varken yaptığım yemekler neye benziyo biliyo musunuz?Biraz daha bekleticem ama dönüşüm muhteşem olucak. Süper tarifler biriktirdim,harika malzemeler buldum,fotoğraflar için teknikler geliştiriyorum.Beklediğinize değicek,gerçektenn..

-Anlamayız,ya bir an önce kolları sıvayıp buraya yemeklerinle geri dönersin, ya da herkes sevincin bir zamanlar lezzetli yemekler yapan biri olduğunu unutur!!

Tamam..:(

9 Kasım 2009 Pazartesi

Uykusuz bir gece daha..

Uykun varken, uyumaaaaaa diye seni yataktan iten şey nedir? insan neden uyumaktan korkar, uykusu varken hemde, korkuyorken üstelik, sabahlara kadar oturup tüm fısıltıları dinlemek nedendir? Hayra yormak lazım, çok büyük bir bütünün biten son parçaları bunlar,bitiyor ya sancısı ,ondan böyle... Büyük sevinçler öncesi son karamsarlıklar son yıpranışlar son can çekişmeler, bundan oluyo böyle acıtması,kanatması.Tazeyken bile böyle yakmaz, hatta acı verir o zaman sızısı, oysa şimdi katranlaşmış,olgunlaşmış,çürümüş,kökleri kahverengi yosun tutmuş pis kokulu bir acının son damlaları yaralarınının üzerinden akıp gidiyor yaka yaka .Korkma,sabır,sabır biraz daha..

Yalnızlık...

Yalnızlığıma dokundurtmam çünkü o benim gücümdür. Yüreğime söz geçirip geceler boyu, saklayıp kolladığım yanımdır. Kadınlığımın erdemli savaşıdır yalnızlığım ve bazen sadece kırgın bir kalbin sessiz gösterisidir.
Aşka olan inancım hep yerinde durur. Bütün zorluğuna rağmen yaşamın, düşmeden durabiliyorsam, sebebi aşktır. Bütün hırsım, çabam aşkın varlığını anlatabilmek içindir ve aşkı kirletenlere cevabımdır yalnızlığım.
Uzun karanlık saatlerinde düşünüp dururum, aşkı, sevdayı, ilişkileri, dünyayı, işleyen düzeni ve elimde yine aşk kalır. Sevmeyi hiç öğrenmemiş, aşkı hiç tatmamış kalpleri düşünürüm, üzülürüm için için ve dua ederim onlara. İnsan mutlaka birini sevmelidir. Kimse için değil, sadece ve sadece kendi için sevmeyi öğrenmelidir. Hatta önce kendinden başlamalıdır sevmek çünkü başkasını sevmeye giden yol buradan geçer.
Yalnızlığını da sevmelidir insan, bir düş bahçesinde yaşamak gibi, yüreğinin derinliklerinde yatan ruhunu görmelidir. Sakladığı renkleri görmelidir. İyisi kötüsüyle ne kadar huyu varsa, ne kadar anı biriktirmişse ve ne kadar değerli ders taşıyorsa cebinde, hepsini tek tek incelemelidir.
Kimi ayna karşısında, kimi öğrendikleriyle, kimi duvara çarptığında yüzleşir kendiyle, en çok o zaman lazım olur insan sevmek. Ben her hayal kırıklığımın, kayboluşumun ardından gözlerime bakmayı öğrendim. Koca evrende, bir kum tanesinden daha küçük olduğumu yalnız kaldığım ama kendimle çok kalabalık olduğumda anladım. Anladım ki, bir tek sevmek kurtaracak beni, bizi, hepimizi…
Bunları bilince, sahtekar bir aşkın kolunda heba etmiyor insan gönlünü ve hiç değmeyecek birine gözyaşı dökmüyor. Aslında, o kadar değmeyen birine de sevdalanmıyor aklının yettiğince ve yalnızlığıyla mağrur bir çiçeğe dönüşüyor kadın. Aşkın o büyük ve mucizevi ışıklarını görmeden, dağınık bir yatakta uyanmıyor. Belki seven olur diye sokaklar boyu gezmiyor. Kandırılmışlığı, ihaneti, korkuyu, hüznü yaşamıyor. Yalnızlık insanı olgunlaştırıyor ve aşka giden en doğru yolu gösteriyor. Biraz tek başına kalıp düşününce insan, kalbini, ruhunu temizliyor. Arınıyor geçmişin kirinden, yeni ve bembeyaz bir sayfada hak ettiği sevdaya hazırlanıyor. Bazen yalnızlık bile kadında asil duruyor….

7 Kasım 2009 Cumartesi

depresiff

Hiç evden çıkmak istememe hali,sürekli yatmak ama uyuyamamak,düşünmek,düşünmek,sebepsiz üzülmek,korkularla boğuşmak belkide yıllardır kaçtıklarımla yüzleşmek...son zamanlarda hayatım bu tarzda akıp gidiyo..hayata bi bağlanıp bi kopuyorum tıpkı turkcell 3g gibi, çok hızlı,muhteşem deyip herkesi kandırdığını sanan ama gerçek yüzünü sadece görenlerin bildiği.. Bu halimden şikayetçi değilim, kendim istedim, hem zaten sürekli hem kendimi hem de başkalarını mutlu etmeye çalışmaktan,aslında herşeyin çok güzel olduğuuna inandırmaktan ,pozitif olmaktan yoruldum.Üzgünün ve üzülücem!! Nasıl olsa ben istemesemde bi süre sonra kendiliğinden sevinçli olurum yine, bu bunalımın tadını çıkarmak istiyorum ve yaralarım tamamen temizlenene kadar akmaya devam etsin hiç umrumda değil...

5 Kasım 2009 Perşembe

Sevinçli bir gün..

Saat 16:54 itibariyle günün en önemli öğünü olan kahvaltımı son derece keyifli ve lezzetli bir şekilde yaptığıma göre e gün başlayabilir artık dimi:) Valla hiçbişey yapıcak halim yok ve böyle yattığım yerden yemekteyizi izlemek gayet keyifli , bu da demek oluyor ki izin günüm bir atraksiyon olmadan son bulacak.Mutlu muyum,mutluyum ,öyleyse zaten gerek yok, her türlüde keyif alınabilir.Okunacak o kadar kitap,izlenecek onlarca film, yapılacak tonlarca ev işi,düşünülecek binlerce konu ve odalar dolusu verilmeyi bekleyen karar dururken atraksiyonda olmasın bi zahmet.Şimdi önce evi toparlayalımm,sonra kendimizi,sonra bi yürüyüşe çıkalım kendimze gelelim, sonrada belki benle kahve içmek isteyen birileri vardır onlarla buluşalım:) Evet hadi bakalım, gün başlasın:)

18 Ekim 2009 Pazar

Time to start again!!


Son 6 aydır yaşadığım hayat, ondan önceki 25 yılla kıyaslanamayacak kadar dağınık,kararsız,değişimlerle dolu,stresli,belli belirsiz,yerli yersiz geçti.Kararsızlık karakterimin en belirgin özelliği olmakla beraber hiç bu kadar hissettirmemişti bana kendini.Darmadağınık geçen yaz mevsimi bana illallah dedirtti ,zira iniş çıkışlarla doluydu; bir gün denizde yüzerken, bir gün hastanede annemi beklerken ertesi gece kuzenlerle barları gezerken, kankamla sinop fethimizden sonra hastanede onu beklerken,istanbulda yatlarda Ajda izlerken,bayramdı seyrandı derken tam 4 kez gittim Sinop'a bu yaz.E buda bi bünye,bütün bunları yaparken bir yandanda çalıştığımı belirtmeliyim tabi.Sonra ben bi baktım darmadumanım,mutsuzum,yorgunum.Neyseki çok sevgili sevdiklerimden aldığım dopingler sayesinde silkelenmeyi başardım ve işte nerde kalmıştım diye sordum kendime, birde baktım ki tamda burda kalmışım:) Ben artık yemek yapmayı bile bıraktım yahu, yemek yapıcam diye derse gitmeyen,gecelere kadar tarif araştıran,uyduran ben sitelere bile bakmaz oldum.Zaten olayın vehametini burdan anlamaya başladım.Öyleyse toparlanmayada burdan başlıyoruz son ki üç..
İllede paylaşmam gerektiğini düşündüğüm bi tarifle başlıyorum, çünkü bu tarif repertuarımda çok sağlam yer edindi.Etin yanında harika bi garnitür,salatalarda ya da sandviçlerde süper bi tamamlayıcı,tek başına yoğurtla harika bi öğün ve inanılmaz pratik ,daha ne olsun. Tarifini televizyonda Bora Öztoprak'tan duydum ve ilk duyduğumda herkes gibi bende patlıcan ve yumurta mı dedim ama o kadar iştahlı anlattıki denemeden duramadım ve ogün bugündür favorim oldu.Hatta baya bi zamandır nadiren bişey yaptıysam o da bu oldu:) İşte karşınızda çıtır patlıcan;


Malzemeler:
2 adet bostan patlıcan(bostan olması önemli,normal patlıcanlı çok başarılı olmuyo)
1 adet yumurta
biraz un,tuz

çok kolay yapılışı;

patlıcanları elma dilim doğruyoruz, tuzlu suda bekletip güzelce kurutuyoruz.Önce yumurtaya sonra una buladığımız patlıcanları kızartıyoruz.Çok basit,pratik ve lezzetli.Afiyet olsun...

28 Ağustos 2009 Cuma

I Love My Perfect Life, because;

Dünyanın en güzel şehirlerinden birinde yaşıyorum ve giderek bu şehre aşık oluyorum..
Çok sevdiğim bir işim var.İşyerimi,iş arkadaşlarımı,mesleğimi,öğrencilerimi çok seviyorum.
Hergün işe giderken köprüden geçiyorum, bu muhteşem olayı günde iki kez yaşıyorum, ne kadar yorgun ya da üzgün olsamda her seferinde boğaz manzarasını doyasıya izliyorum..Kendime ait mükemmel olmasada şirin ve ihtiyaçlarımı karşılayan bi evim var.Evimde özgürce müzik dinliyorum,kitap okuyorum,internete giriyorum,yemek yapıyorum ve yiyorum,uyuyorum,uyanıyorum, evimde geçirdiğim her andan çok keyif alıyorum.

Sevgili halama bi iki sokak uzakta oturuyorum ve istediğim zaman ona gidiyorum,alışveriş yapıyoruz,bişeyler yiyerek,içerek,sohbet ederek güzel zaman geçiriyoruz.En yakınındaki duraktan otobüse atlayıp teyzem canım benime gidebiliyorum.Bu kadar güzel,anlayışlı,sevgi dolu,şevkatli bir teyzem olduğu için hep şükrediyorum,o benim en yakın arkadaşım.

Mükemmel hayatımı seviyorum çünkü, mükemmel bir kardeşim var,21 yıldır onun ablası olmaktan çok mutluyum, ve sevgili annem sağlıklı, o sağlıklı oldukça ben daha huzurlu oluyorum.25 yıldır onun kızı olmak gibi zorlu bir görevim var ama hiç şikayetçi değilim.Küçük ailemin varlığı için şükürler olsun, umarım en yakın zamanda genişleriz:)) Babanemi ve ananemi unutmuyorum tabii, onlar da hayatımızın renkleri, annemin kelebekleri..
ve birbirinden güzel yaklaşık 20 adet kuzen hepsi için sonsuz teşekkürler..

Hayatımdaki,çevremdeki herkesi çok seviyorum ama kendime ba-yı-lı-yo-rum!!! O kadar çok bayılıyorum ki anlatmaya başlasam hiç bitmez ama en önemlisi kötü yanlarını törpülemeyi bilen bi sevinç barındırıyorum bi yerlerde, o içimde bişeyler törpüledikçe, hep daha pürüzsüz yollar çıkıyo karşıma, içsel yolculuğumda yol almaya devam ediyorum..Bi yerde takıldığım zaman orası karşıma tekrar tekrar çıkıyo,halledene kadar.


Şu anda dinlediğim müziği çok seviyorum,yatağımı ve laptopumu..Kitaplığımı ve kitaplarımı.ayakkabılığımı ve ayakkabılarımı:) dolabımı ve giyeceklerimi,tokalarımı..Mutfak eşyalarımı!! çalışıp para kazanabildiğim ve istediğim herşeyi alabildiğim için şükürler olsun..

Tüm güzel arkadaşlarım,fotoğraflarım,anılarım,gezdiğim şehirler,tanıdığım insanlar için teşekkürler..Bu mükemmel hayatı çok seviyorum ve hep mükemmel olmasını diliyorum..

14 Ağustos 2009 Cuma

Merhaba..

Yeni bloğum ve yepyeni bir heyecanla, işte geldim burdayımm..