31 Mayıs 2011 Salı

Ne yapıyorum ben

Dün gece vapur'a giderken, iskelenin orda son anda Aykut Oğut'un yeni kitabını gördüm ve aldım.Dün geceden beri neredeyse yarıladım kitabı.Aslında daha öncekilerden farklı söylediği birşey yok,bilmediğimiz birşey yok,ama uygulayamıyorum birçok şeyi.Yine de yeniden blog yazma hevesi getirdi bana.Bu yüzden daha sık yazmaya karar verdim.Neler yapıyorum daha iyi gözlemleyebileyim diye.Neler yapıyorum?

İşe geliyorum,eve gidiyorum.Haftasonu bir arkadaşımla Beşiktaş'ta oturduk. Amerika'dan gelen bir arkadaşımda sonra bize dahil oldu.Baya güzel bira içtim, of bu aralar bira içip patates tava yemeye beyılıyorum.Çok keyifliydi,çok eğlendim.Pazar sabahı, açık büfe kahvaltıya gittik. Süperdi,Pazar günü uzun uzun kahvaltı etmeye bayılıyorum.Önceden Pazar günlerini sevmezdim.Çalıştıkça daha da değerli oluyor,daha da keyifli geçirmek istiyorum Pazarlarımı.Bir gün tatil yetmiyo yaaa...Kahvaltıdan sonra deniz kenarında yürüyüş yaptık, işi düşünmeden yürüyüş yapmak da ayrı bir güzel.Sonra eve gittim,temizlik yaptım,evi düzenli görmek(tamamını olmasa da en azından bir kısmını) bana nasıl iyi geliyo anlatamam.Temizlik ve düzene maksimum bir gün ayırabildiğim için çok düzenli olduğumu idda edemem ama uğraşıyoruz işte.En azından lavaboları ciflemiş,bulaşıkları bulaşık,çamaşırları çamaşır makinasına atmışsam bir nebze rahatlıyorum.Bazı akşamlar tüm ev dağınıkken oturup kitaplığın tozunu alıyorum,o da bana iyi geliyor.O kadar ıvır zıvırım var ki, atsan kıyamazsın,dursa kalabalık.

Öyle işte Pazar günümün bir kısmını temizliğe ayırdıktan sonra, evde bana temizlik yapmaktan daha çok huzur veren şeyi yaptım;tabii ki yemek yapmak.Eskisi kadar heyecan duymadığıma,bazen kendimi heveslendirmek için atılımlar yapmama rağmen ilgilenmeme üzülüyorum ama zorlamakla da olmaz bu işler.İçinden gelmeli,sevgiyle yapmalısın.Eskisi kadar hevesli olmamamın en büyük sebebi evde paylaşabileceğim kişiler olmaması.İşten geç çıkmam falan filan..

Pazartesi günü işe geldim, aynı sıkıcı yaz dönemi, yoğun olmayan bir dönem.Ayrı bir sıkıcı.Yoğunlaştıra çabaları falan filan.

Ohh baya birşey yapıyomuşum.Bugün 9a kadar dersim var.çok sıkıcı ya.Bu arada saat 6 olmuş yavaştan ders hazırlıkları yapayım ben.Sonra yazmaya devam edicem.

24 Mayıs 2011 Salı

son zamanlarda..

Son zamanlarda hayatımın fon müziği, küçük sırlardizisinin fon müziğiyle aynı oldu..Hayat geri gelir ,geri gelir deyip duruyorum da birşeyin geldiği de yok...İnsanlar kışın depresyona girer,yazın neşelenir..Ben de tam dersi, bu yaz havası,bu sanki sen sessizce otururken biryerlerde kıyametler kopuyomuşta senin haberin yokmuş hissi uyandırıyo bende..Her an herşey olabilir.İçim sıkılır benim her yaz..Yazın denize gidip eğlendiğimizde bile,eve döndüğümde kötü bir haber alıcakmışım gibi gelirdi.Dünyadan bir habermişiz gibi.Ya da ne bileyim..Beni neşelendirmiyor işte bu havalar..

14 Mayıs 2011 Cumartesi

N'olur sormayın bana, n'olur söyletmesinler derdimiiiiii!!!

Ne yesem,ne giysem,ne yapsam diye günler geçerken,ömür geçiyor ey ahaliii!! Kalkın kalkın huuu!! Kime diyorum, kendime diyorum..
Yıllarca birçok işe girdim çıktım, alakasız yerlerde,farklı şehirlerde çalıştım.Hep derlerdi de inanmazdım çalışmak;esarettir.Ben sanırdım ki ne kadar çalışırsan çalış,gezmeye tozmaya vakit bulursun,yok canım okadar da değildir..Gerçek anlamını anlamak için,uzun süre aynı işte çalışmak lazımmış heralde.Tek yapabildiğiniz oturduğunuz yerden,şunu yapsam bunu yapsam,şöyle olsa güzel olurdu demek, twitterdan tweet atmak,facebooktan video yaymak..Planladıklarınızın yüzde otuzunu gerçekleştirebiliyorsunuz.He hem çalışıp hem herşeye yetişenler yok mu ..var, ben onları çözemedim,ama öyle olamam onu biliyorum,yapım gereği ;tembelim çünkü.

Ben bu miskinlikle nasıl üniiversite bitirdim acaba,nasıl okadar sınava girdim falan,heralde hep böyle değildim,yok ya hep böyleydim,saat 4teki derse geç kalırdım.Şimdide 12.00'de başlayan mesai'ye geç kalıyorum.

Üniversite demişken üniversiteden bana kalan kaç yıllık (?9yıllık) arkadaşımla Flemengoya gideceğiz bu akşam.
Cumartesi geceleri birşey yapmazsam vicdan azabı çekiyorum, birşey yapmak zorundaymışım gibi,bazen eğlenmiyorum ozaman kötü oluyor,işkence oluyor.Hadi bakalım umarım bu gece eğlenirizzz!!

Bu arada bloğuma neden hep depresyon yazıyorum yazıyorum diyordum, blog kapkaraydı o ne be! Rengini değiştirdim içim açıldı..Ohhh! Artık güzel şeyler yazarım.

Yarın Pazar..Bakalım bu sefer planladıklarımın yüzde kaçını gerçekleştricem...
İyi haftasonları.

6 Mayıs 2011 Cuma

Sevgili blog,

Ne derler bilirsin 'long time no see'. ehee:)) çok tembelim çookkk, araya tabi bloggerin yasaklanmasıda girdi ama ben öyle bir tür tembeim ki bütün gün internetin başında oturuyor olmama rağmen, bi web sayfasını açmak bana zor geliyor.Herneyse yine kendimi şikayet etmeye başlamayayım.Zaten açıyorum bakıyorum bir şu bloğa ne yazmışım diye, hep şikayet,hep depresyon,ne zaman bi değişiklik yapmak istesem bloğa yazı yazmışım.Bu da iyi tabi gözlem yapıyorum kendi hakkımda.

Son zamanlarda havalar o kadar dengesiz ki hiç yaz gelmiycek gibi hissediyorum.Gerçi ben yağmur yağmasından şikayet edenlerden değilim, yağsın bol bol yağsın, yağmur yağarken, yatağımda kitap okumak çok keyifli oluyor.Son zamanlarda işten çok sıkıldım.Bir tatile o kadar ihtiyacım var ki sormayın gitsin.Uzaklaşmak,farklı bir şeyler yapmak bana çok iyi gelecek farkındayım.Geçenlerde aniden kalkıp saçlarımı kestirdim.Yıllardır uzun olan saçlarım, artık kulaklarımın arkasında.Hızımı alamadım, rengini falanda değiştiricem,değişiklik istiyorum hem de çok, sıkıldım hem de çokk...