24 Kasım 2009 Salı

Öğretmenler günü

Öğretmen olduğu halde öğretmenlik yapamayan, ama öğretmen olmadığı halde bu ülkede öğretmenlik yapabilen herkese selam olsun.. Öğrencisiz öğretmenlerin,yıllardır atanmayı bekleyen arkadaşlarımın öğretmenler günü kutlu olsun. Sevgilerimi gönderiyorum onlara ve teessüflerimi gönderiyorum devlet okulunda çalışmayanlara öğretmen demiyoruz diyenlere.Asıl atanamayıp, dersanelerde ya da vekil olarak asgari ücretle çalışan öğretmenleri tebrik etmek lazım, herşeye rağmen öğretmenlik yapmaya çalıştıkları için.Anneler,babalar bir çocukla başa çıkamazken, hergün onlarca çocukla uğraşmak, onların içindeki sevgiyi,öfkeyi,sevgisizliği görebilmek,mutluyken onlarla üzülmek,mutsuzken onlarla sevinmek ne demekdir; tüm şımarıklıklarına,yaramazlıklarına rağmen onlara karşı duyulamaz bir sevgi duyan öğretmenler anlar bunu ancak. Öğretmenlik kutsaldır diye boşuna denmiyor, sevmeyen yapamaz çünkü, yapılmaz.Hele de bu ülkenin şartlarına hiç girmiyorum.Güzel öğretmenler gününüz mutlu olsun:)

Ah bu bennn..

Karanlık,kabuslu geceler bitti çok şükür.Allahım ya, ben bir kere daha anladım ki hayatta herşey piskolocik:) herşeyi korkularını,sevinçlerini,çevrende olan herşeyi sen yaratıyosun.Karbasanlarda buna dahil,güzel surprizler,sevindirici olaylar da.Ben niye kendimi o kadar korkuttum,strese soktum bilmiyorum, aman neyse herkese duyrulur, demiştim dimi sevinçli moduma dönerim yakında diye.Döndüm işte, herşey yolunda.Yarın Sinop'a gidiyorum, annemin kollarına atıcam kendimi.İyice tazelenip öyle dönücem.Ayy herşeyin tadını çıkara çıkara çok güzel bi tatil yapmak istiyorum.Çok çok güzel olucak!! her anın tadını çıkarmayı, gülümseyi unutuyorum ben bile, oysa herşey nasılda keyif dolu aslında.. Bazen olmuyoya çok sıkılıyorum hani, tembel tembel kalkamıyorumda yerimden,o zamanlar için yapılıcak işler buldum kendime:)))

Çok sıkıldın,tembellikten kıçını kaldıramıyosun,kendini iyi hissetmek istiyosun;


-Dişlerini fırçala!! temiz olsalar bile
-Ellerini yıka
-Yüzünü yıka
-Duş al
-Oje sür
-kremlen
-maske yap
-su iç ya su iç ,üşenme bi bardak su iç bak nasıl iyi geliyo
-camı aç,dışarı bak!
-çamaşırlarını katla

Evet biliyorum bunlar çok basit,herkesin zaten yaptığı şeyler, ama ben bazen o kadar tembel ve unutkan olabiliyorum ki bi su içiyorum ohh be diyorum, niye daha önce içmedim:) Son zamanlardaki uyuşukluklarımdan hiç bahsetmiyim bari:) karnımın acıktığında yemek yemenin aklıma gelmemesi gibi, canın sıkılınca televizyonu açmak gibi bi alternatifim olduğunu unutmak gibi:))))) Kendime böyle notlar yazarmışım evde; acıkınca yemek ye, uykun gelince uyu!!, direnme film izliycem diye, mutfağa git yemek yapp.. off ya off ben napıcam bu kendimi hiç bilmiyorum:))

19 Kasım 2009 Perşembe

Kelebek kadar ömrümüz var ,sevmek lazım hemen başlayalım!!

Yazmak istersin, bisürü şey geçer aklından ama başlayamazsın ya, itiraf ediyorum ben ozamanlarda ;açıyorum bi şarkı, ilham gelmesini bekliyorum:) Biraz esinleniyorum, bazende başlıkda görüldüğü üzere biraz fazla esinleniyorum.:)) Yani başlığı görüpde heyecanlananlar olmasın, içeriğimiz çok üzülerek belirtiyorum ki aşk değil,bu seferde gol değil ,değil işte napiim ,ilerde inşallah o da olur diyor ve bu bahsi kapıyoruz. -Hatun hatuuunn!! kimsenin senden bu blogda aşk meşk muhabbeti beklediği yok, herkes bi hevesle,aç kurtlar gibi,ellerinde çatal bıçak tarif bekliyo tariff,sen hala aşk diyosun,meşk diyosun!!

Tamam anlıyorum sizi sevgili öfkeli kalabalık ama biliyosunuz ben bu bol buhranlı,uykusuz,plansız,programsız dönemi aşksız,sevgisiz geçiriyorum.Hayatımda kalmadığım kadar aşksız,olmadığım kadar hissiz yaşarken,anlayamadığım öyle çok şey varken yaptığım yemekler neye benziyo biliyo musunuz?Biraz daha bekleticem ama dönüşüm muhteşem olucak. Süper tarifler biriktirdim,harika malzemeler buldum,fotoğraflar için teknikler geliştiriyorum.Beklediğinize değicek,gerçektenn..

-Anlamayız,ya bir an önce kolları sıvayıp buraya yemeklerinle geri dönersin, ya da herkes sevincin bir zamanlar lezzetli yemekler yapan biri olduğunu unutur!!

Tamam..:(

9 Kasım 2009 Pazartesi

Uykusuz bir gece daha..

Uykun varken, uyumaaaaaa diye seni yataktan iten şey nedir? insan neden uyumaktan korkar, uykusu varken hemde, korkuyorken üstelik, sabahlara kadar oturup tüm fısıltıları dinlemek nedendir? Hayra yormak lazım, çok büyük bir bütünün biten son parçaları bunlar,bitiyor ya sancısı ,ondan böyle... Büyük sevinçler öncesi son karamsarlıklar son yıpranışlar son can çekişmeler, bundan oluyo böyle acıtması,kanatması.Tazeyken bile böyle yakmaz, hatta acı verir o zaman sızısı, oysa şimdi katranlaşmış,olgunlaşmış,çürümüş,kökleri kahverengi yosun tutmuş pis kokulu bir acının son damlaları yaralarınının üzerinden akıp gidiyor yaka yaka .Korkma,sabır,sabır biraz daha..

Yalnızlık...

Yalnızlığıma dokundurtmam çünkü o benim gücümdür. Yüreğime söz geçirip geceler boyu, saklayıp kolladığım yanımdır. Kadınlığımın erdemli savaşıdır yalnızlığım ve bazen sadece kırgın bir kalbin sessiz gösterisidir.
Aşka olan inancım hep yerinde durur. Bütün zorluğuna rağmen yaşamın, düşmeden durabiliyorsam, sebebi aşktır. Bütün hırsım, çabam aşkın varlığını anlatabilmek içindir ve aşkı kirletenlere cevabımdır yalnızlığım.
Uzun karanlık saatlerinde düşünüp dururum, aşkı, sevdayı, ilişkileri, dünyayı, işleyen düzeni ve elimde yine aşk kalır. Sevmeyi hiç öğrenmemiş, aşkı hiç tatmamış kalpleri düşünürüm, üzülürüm için için ve dua ederim onlara. İnsan mutlaka birini sevmelidir. Kimse için değil, sadece ve sadece kendi için sevmeyi öğrenmelidir. Hatta önce kendinden başlamalıdır sevmek çünkü başkasını sevmeye giden yol buradan geçer.
Yalnızlığını da sevmelidir insan, bir düş bahçesinde yaşamak gibi, yüreğinin derinliklerinde yatan ruhunu görmelidir. Sakladığı renkleri görmelidir. İyisi kötüsüyle ne kadar huyu varsa, ne kadar anı biriktirmişse ve ne kadar değerli ders taşıyorsa cebinde, hepsini tek tek incelemelidir.
Kimi ayna karşısında, kimi öğrendikleriyle, kimi duvara çarptığında yüzleşir kendiyle, en çok o zaman lazım olur insan sevmek. Ben her hayal kırıklığımın, kayboluşumun ardından gözlerime bakmayı öğrendim. Koca evrende, bir kum tanesinden daha küçük olduğumu yalnız kaldığım ama kendimle çok kalabalık olduğumda anladım. Anladım ki, bir tek sevmek kurtaracak beni, bizi, hepimizi…
Bunları bilince, sahtekar bir aşkın kolunda heba etmiyor insan gönlünü ve hiç değmeyecek birine gözyaşı dökmüyor. Aslında, o kadar değmeyen birine de sevdalanmıyor aklının yettiğince ve yalnızlığıyla mağrur bir çiçeğe dönüşüyor kadın. Aşkın o büyük ve mucizevi ışıklarını görmeden, dağınık bir yatakta uyanmıyor. Belki seven olur diye sokaklar boyu gezmiyor. Kandırılmışlığı, ihaneti, korkuyu, hüznü yaşamıyor. Yalnızlık insanı olgunlaştırıyor ve aşka giden en doğru yolu gösteriyor. Biraz tek başına kalıp düşününce insan, kalbini, ruhunu temizliyor. Arınıyor geçmişin kirinden, yeni ve bembeyaz bir sayfada hak ettiği sevdaya hazırlanıyor. Bazen yalnızlık bile kadında asil duruyor….

7 Kasım 2009 Cumartesi

depresiff

Hiç evden çıkmak istememe hali,sürekli yatmak ama uyuyamamak,düşünmek,düşünmek,sebepsiz üzülmek,korkularla boğuşmak belkide yıllardır kaçtıklarımla yüzleşmek...son zamanlarda hayatım bu tarzda akıp gidiyo..hayata bi bağlanıp bi kopuyorum tıpkı turkcell 3g gibi, çok hızlı,muhteşem deyip herkesi kandırdığını sanan ama gerçek yüzünü sadece görenlerin bildiği.. Bu halimden şikayetçi değilim, kendim istedim, hem zaten sürekli hem kendimi hem de başkalarını mutlu etmeye çalışmaktan,aslında herşeyin çok güzel olduğuuna inandırmaktan ,pozitif olmaktan yoruldum.Üzgünün ve üzülücem!! Nasıl olsa ben istemesemde bi süre sonra kendiliğinden sevinçli olurum yine, bu bunalımın tadını çıkarmak istiyorum ve yaralarım tamamen temizlenene kadar akmaya devam etsin hiç umrumda değil...

5 Kasım 2009 Perşembe

Sevinçli bir gün..

Saat 16:54 itibariyle günün en önemli öğünü olan kahvaltımı son derece keyifli ve lezzetli bir şekilde yaptığıma göre e gün başlayabilir artık dimi:) Valla hiçbişey yapıcak halim yok ve böyle yattığım yerden yemekteyizi izlemek gayet keyifli , bu da demek oluyor ki izin günüm bir atraksiyon olmadan son bulacak.Mutlu muyum,mutluyum ,öyleyse zaten gerek yok, her türlüde keyif alınabilir.Okunacak o kadar kitap,izlenecek onlarca film, yapılacak tonlarca ev işi,düşünülecek binlerce konu ve odalar dolusu verilmeyi bekleyen karar dururken atraksiyonda olmasın bi zahmet.Şimdi önce evi toparlayalımm,sonra kendimizi,sonra bi yürüyüşe çıkalım kendimze gelelim, sonrada belki benle kahve içmek isteyen birileri vardır onlarla buluşalım:) Evet hadi bakalım, gün başlasın:)