16 Kasım 2014 Pazar

Zeytin

Ne bileyim ,ben öyle büyüdüm.Hayvanlarımız aileden biri gibiydi.Huyunu suyunu bilirdik hepsinin ayrı ayrı.Hastalandıklarında,öldüklerinde çok üzülürdük.Bir yere giderken ilk düşündüğümüz şey, Köpeğin ekmeği,tavukların yemi olurdu.Ağaçlarımızla aramızda bir bağ vardı.Tanırdık hepsini.Ne kadar meyve verecek,mevsimden nasıl etkilendi,anlardık.Emekle ve sabırla beklenirdi meyve mevsimi.
Elbette ben sobalı evde büyüdüm,odun yakardık.Ama benim bildiğim yaş odun kesilmezdi,hele de meyve veren ağaç... Günah olur diye dalını bile kırmazdık.Yani ben "ağaç" deyip geçemiyorum kusura bakma.Hiç düşünmeden yokettiğin Doğa senin düşmanın değil anla artık.Bilesin ki,tek dostun,tek şifan! Modern yaşamak için doğaldan uzaklaşmak zorunda değilsin.İnsanoğlu gelişiyor ki daha iyisini yapsın,daha ucuzunu değil.Biz yaradılışımızı,doğamızı bozuyoruz,nasıl iyi olabiliriz ki? 

31 Ekim 2014 Cuma

Gerçek son-bahar

Ertesinde etüt olan Cuma sendromu yaşıyorum.
Oğulları Karaman'daki madenin içinde kalan  yaşlı anne babanın videosunu izledikten sonra, tümden bıraktım olumlu birşeyler bulma çabamı.
Giderek zorlaştı,inanmaya çalıştıkça acısını artırdı,mutluyum sandıkça tokat attı hayat.

Anladım ki,aslında herşey yolunda giderken ,can sıkıntısından girdiğin bunalımda "herşey güzel olucak" demek kolaymış.Günlük streslerin,rutin işlerin içinde tabii ki de bulunurmuş küçük surprizler.
Eve geldiğinde ağrıdan ağlayan anneyle karşılaştığında,çaresizlikten kahrolan kardeşi nasıl teselli edeceğini bilemediğinde,hiçbirşey kontrolün altında değilken ve tüm kontrolün sende olması gerekirken,kendini yorganın altına sokup günlerce uyumak istediğinde uyku imkansızken, şükrettiğin tüm güzellikler öyle anlamsızlaşıyor ki... Olmuyor işte bazen,resmen level atlatıyor hayat.
Biliyorsun bunu geçersen bonus çok büyük ama bölüm o kadar zor ki, istemiyorsun puan,ödül,gelecek güzel günler....

İstesen de istemesen de geçicek Sevinco,direnip durursan sancılı,sabırlı olursan yine sancılı ama belki daha çabuk.Hep acının içinde kalmak istesende izin vermez, ne yaptığı belirsiz bu salak hayat.Yarın sen yine hayat güzel diyeceksin.Ciğerini delen acı verdiği gibi, içini huzurla dolduran mutluluk vericek yine,hem de yine istemesen bile... Sen yine unutacaksın onca gözyaşını,yaşatacak seni,hayat işte.

Bunu biliyorsun,adın gibi biliyorsun da yine de acını çözmüyor.Anı yaşayamıyorsun bir kere, an acı dolu,geçip gitmiyor.İşte bu noktada duadan başka çare kalmıyor.Dua ve inanmak...
Başka türlü yaşamaya devam edemiyor,bu bir öküz gibi sapasağlam güçlü kız...

26 Mayıs 2014 Pazartesi

Sosyal medya bağımlılığı

"Ay eskiden ne güzel mektup vardı,ankesörlü telefon vardı,kartpostal vardı" diye Facebook hesabından paylaşım yapanlara selam!
Evet vardı,güzeldi ama şimdi daha güzel şeyler var.
İçinde bulunduğumuz an en güzeli, şimdi ilişkiler online, yaşananlar anında paylaşılıyor,bence çok güzel.
Belki 10 yıl sonra böyle olmayacak ,ozamanda kesin Facebook ne güzeldi Twitter ne hoştu diyenler olacaktır.
Şimdi de dolaşan videolar var mesela; aslında yalnızmışız arkadaşımız yokmuş,kendimizi kandırıyomuşuz...
Tabii ki abartanlar var, gerçekten yalnızlaşanlar,kendini kandıranlar,likelarla,retweetlerle mutlu olanlar.Bende zaman zaman kendimi kaptırabiliyorum ama bazen de aylarca bakmıyorum bloğuma bile,Facebookumu kapatıyorum aylarca.Kendimi kaybetmiyorum,bu çok önemli.Yani herşey dozunda güzel.

Sosyal medya sayesinde belki adını bile unutacağım bir çok arkadaşımdan haber alıyorum,yeni insanlar tanıyorum,güncel haberleri alıyorum,yeniliklerden haberdar oluyorum.
Iyi ki bloğum var,benim internet günlüğüm, 3 yıl önce bu ay ne yazmışım açıp okuyorum ne güzel.Iyi ki yazmışım ❤️

Ben sosyal medyayı çok seviyorum! İyi ki var ve doğru kullanıldığında çok güzel.
Bu kadar üstüne gidilmesin,gerçek bir öpücüğün bir smileyin yerine geçemeyeceğini bizde biliyoruz 😘😘 

23 Mayıs 2014 Cuma

Canım kendim beni hiç bırakma! 

11 Mayıs 2014 Pazar

Hayallerimiz hep güneşli olsun

Yağmurlu havada evde olmak gibisi yok.Ben yağmurlu,kapalı havaları çok severim,evde olmak için bahane.
Bugün yağmur sesiyle uyandım,uzun uzun dinledim.Bi ara ütü yaparken sağnak bastırdı,televizyonu kapatıp yağmur sesiyle ütü yaptım.Böyle de manyak bir mutlu olma şeklim var.Evde kahvem varsa bir de...Böyle de kolay şeylerle mutlu olurum aslında ama bugün hiçbirşey içimdeki acıyı bastırmıyor.Sanki beni mutlu etmek için herşey özellikle sağlanmış gibi,sanki birileri mutsuz olduğumu biliyormuş gibi ama canım acıyor.
Eskiden üzgün olduğumda hemen birşeyler bulurdum beni sevindirecek.Bir süredir duygularımı bastırmanın bana iyi gelmediğini farkettim.Tabii ki günlerce böyle gezmiycem,yapamam zaten ama bugün tüm duygularımla yüzleşicem,üzülüceksem üzülücem,mutluymuş gibi yapmıycam.

Biliyorum mutfakta birşeyler yapmak bana iyi gelir ama içimden gelmiyor.Çok mutlu olduğum bir günde yaptığım vişneli turtanın tarifini paylaşmak istiyorum.Tarif araştırmadım,nasıl birşey istediğimi düşündüm ve içine katacağım malzemeleri buldum.Kek,kurabiye hamuru gibi yumuşak bir hamur ve çok ekşi olmayan iç malzeme hayal ettim.



Malzemeler:
3,5 sb un
1 yumurta
1p vanilya 
vişneli turta
Yarım paket kt
Yarım fincan süt
150 gr margarin
1,5 sb toz şeker

Yarım kilo vişne 
50gr bitter çikolata 
2 yemek kaşığı toz şeker



Önce yumurta ve şekeri karıştırdım.Diğer sıvı malzemeyi ve margarini ekledim.Un,vanilya ve kabartma tozunu ekleyip yoğurdum.Hamuru bir süre buzdolabında beklettim,margarin donsun hamur çıtır olsun diye.
Yuvarlak bir borcamı yağlayıp,unladım.
Merdaneyle açtığım hamuru borcama yerleştirdim.
Hamurun üstüne çatalla delikler açtım.
Çekirdeklerini çıkardığım vişneleri hamurun üstüne dizdim.
2 yemek kaşığı şekeri üstüne döktüm,ekşi olmasın diye.
Çikolatayı ekledim.
Üzerine de kalan hamurdan şekiller yapıp yerleştirdim.
önceden 170 derecede ısınmış fırında pişirdim.15-20dk yeterli.
Fırından çıkarıp soğuttuktan sonra üstüne pudra şekeri döktüm.
Dondurmayla servis yaptım ve herkes çok beğendi

Ben de mutlu oldum.Yemek yapmanın en güzel yanı sevdiklerimizle paylaşmak.Sevdiklerimizin hep yanımızda olması dileğiyle... Anneler günü kutlu olsun...Bir gün anne olmak ümidiyle...

26 Nisan 2014 Cumartesi

Çikolatalı kek


Bir haftadan beri aklımda browni yapmak var.Nihayet bugün okuldan sonra eve döndüğümde hayalimi gerçekleştirdim.Aslında istediğim klasik browni yapmaktı.Sıkı,yoğun kıvamlı,yoğun çikolatalı,gerçek browni.Bu kek,pasta işleri öyle göründüğü gibi kolay değil.Mesela sünger gibi bir kek yapmak istiyosunuz,sert oluyor,ya da dışı sert olsun istiyosunuz sünger gibi oluyor.Kimi süt koyuyor kimi yoğurt.Yapımı çok basit gibi gözükse de ideal kek bolca pratik gerektiriyor.Gramlarla oynamak lezzeti çok farklılaştırabiliyor.Çok iyi bildiğiniz bir tarif değilse,oranlarla fazla oynamamak da fayda var.Tam olarak ne istediğini bilmek,her işte olduğu gibi burda da önemli ;) 

Ben tam istediğim tarifi bulmuştum ki,instagramdan takip ettiğim prensesinmutfaği'nın iddialı paylaşımını gördüm ve tamam dedim,madem bu kadar güzel denemeliyim.



Tabii ki kendimce değişiklikler yaptım.Bu kekin  özelliği içinde çikolata yerine nutella olması.Açıkcası beni cezbeden de bu oldu.

Ancak;browniyle kakaolu kek arasında ince bir çizgi var ve bu bence
biraz daha keke benzeyen bir browni oldu.Benim istediğim daha basık,ağır,ince bir şeydi.Tabii ki ufak tefek değişiklikler yaptığım için olabilir.Herneyse bu da yumuşak güzel bir kek oldu.

Malzemeler:

100gr tereyağ
1 su bardağı toz şeker
2 dolu yemek kaşığı nutella
3 yumurta
2 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
1 su bardağı un
1 paket kakao (25gr)
1 çay bardağı süt
1 çay kaşığı tuz 
Ceviz

Yapılışı:

Tereyağı erittim
Nutellayı ve şekeri katıp karıştırdım.
Yumurtaları her kırdığımda yeniden karıştırdım.
Sütü ekledim.
Un,kabartma tozu,vanilya ve tuzu hep beraber eledim.
En son kakao ve cevizi ekleyip karıştırdım.
Yağlanmış düz bir kalıba koyup,170 derece fırında 20 dk pişirdim.Sonuç mükemmel.

Üzerine çikolata sos koyucaktım ama evde olmadığını geç farkettim.Bir kahve fincanı süte,bir paket çikolata ekleyip,pişirdim.Güzel bir sos oldu.Yanında çilekle,gerçekten çok güzel oldu bu kek,üşenmedim yaptım,üşenmeyin yapın.Zaten çok pratik.

Prensesinmutfaği'na tekrar teşekkür ederim.



Hep evde olmayı sevdiğimi söylesem de,vaktimin çoğunu dışarda geçiriyorum.Belki de buyüzden evimi özlüyorum.Bu ay evimde güzel değişiklikler yaptım.Bununla ilgili bir yazı da çok yakında geliyor.Huzurlu haftasonları...





12 Nisan 2014 Cumartesi

Sürpriz 12/12/14

Son zamanlarda en çok istediğin şey ne diye sorsanız; denge derim.
Hayatın bir sular seller gibi akmasından,bir olduğu yerde takılı kalmasından çok yoruldum.İsterdim ki hayatım güzel sürprizlerle dolu,her anım heyecanlı diyeyim,ama işlerimin yoğunluğundan ve yorgunluğumdan başka heyecan verici birşey yok.Nezaman biraz 'daha az yoğunluk' istesem,çok şükür elde ediyorum,evrenden torpilliyim.
Ama istediğim yavaşlamak değil,dengede kalmak ne çok hızlı ne sıkıcı,dengeli huzurlu,doya doya tadına vardığım bir hayat istiyorum.
Öğrencilerime yetişebileyim,arkadaşlarımla vakit geçireyim,evime kendime vakit ayırayım,yoksa yok mu böyle hayat.Valla olur olmaz bilemiyorum.
Ben diliyorum,ve bugün itibariyle programımı daha düzenli hale getirerek işe başlıyorum,gerisi evrene kalmış..