13 Aralık 2013 Cuma

Ederi kadar

Bize en büyük kötülüğü "bana bir adım gelene ben on adım giderim" diye diye bunu iyi birşey gibi benimseten büyüklerimiz yapmış.Sana bir adım gelene bir adım gitmek lazımmış.Herkese hakettiğini vermek lazım,ne eksik ne fazla.Başımıza ne geldiyse o on adım gitmelerden geldi.

11 Aralık 2013 Çarşamba

Tutamıyorum zamanı



Selam!

Hep derlerdi hani 25'ten sonra zaman nasıl geçecek anlamazsın,gerçekten de öyleymiş.Nezaman 2013 oldu,nezaman bitti anlamadım.
Aralığı da yarıladık,2014 de günler kaldı...
En son 2008'de düzenli blog yazardım,öğrenciyken,keyif yapmak için bolca vakit varken, ama daha sonrasında da devam ettim iyi kötü.Son iki aydır neden bu kadar uzak kaldığıma gelince,hadi anlatayım.







Yeni bir okula başladım,hem de hiç planda yokken.Freelance olayına tam adapte olmuştum,keyiflere doyamazken nedense aniden karşıma çıkan bir iş teklifine hayır diyemedim.Asla aklımdan geçirmezken... İyi mi ettim kötü mü hala bilemiyorum.Öğrencilerim beni çok güzel karşıladı,bana kekler pastalar yapıyolar,hediyeler veriyorlar.Bir de ben onlara alışabilsem.Açıkçası uzun süredir böyle yoğun bir ortamdan çok uzak kalmışım,üstüne bir de benim özel derslerim eklenince sanırım hayatımın en meşgul günlerini yaşıyorum.




Evime ve kendime uzun uzun vakit ayırdığım zamanları çok özlüyorum.Arasıra küçük keyifler yapıyorum yine ama günler anlamadan geçiyor.Hayatımın en değerli günlerinin böyle hızlı ve birbirinin aynı şeklinde geçmesi beni bazen üzmüyor değil.





Bu iş hayatının en güzel tarafıysa öğretmeler günü oldu.Bol kutlamalı bir gün hatta bir hafta oldu.İyi ki öğretmenim,işimi çok seviyorum.Haftaiçi okul,akşam özel dersler,haftasonu bir dil okulunda sınıf dersleri...Bir sürü öğrenci,bir sürü sevgi... Ne kadar çok insanla konuşuyorum,konuşturuyorum.

İşte böyle günler öğreterek,yeni insanlar tanıyarak,şükürle ve sabırla geçiyor.

Gönül isterdi ki daha çok yemek yapayım daha çok gezeyim...

Sağlık olsun da.. Arada yine uğrar,yazarım.

Sevgiler..

28 Ekim 2013 Pazartesi

Sonbahar

En sevdiğim mevsimin tadını çıkarıyorum.
Yaz boyunca ne bunaldım,ne sıkıldım,ne darlandım,ne çektim be!
Takvimler Eylül 1i gösterir göstermez,bana bir huzur bir rahatlama geldi.
Melankolik oldum yine.
Sıcacık evde kitap okumalar,film izlemeler,yumuş yumuş hırkalar,kazaklar giymeler,yağmur sesiyle uyumak,ev buluşmaları...
Keyifli keyifli geçerken günler, Ekim 2013'ten bir selam verelim dedim günlüğümüze.

Huzurlu günler,sonbaharın tadını çıkarın,iyidir,iyidir...

16 Eylül 2013 Pazartesi

Love me like the river falls,love me that is all...

The more I want to understand,the more I get in trouble.Every trouble made me stronger than before and now I feel the strongest of all.It is never enough to thank.I will never stop,now I want to spread one more sign.I do want to learn more,I desire to develop.Grow higher and higher.I am sure,I will...I have No doubt.

10 Eylül 2013 Salı

11 Eylül 2001

17 yaşıma girmeme 4 gün var,lise sondayım.Malum ergenlik bir yandan,Üniversite hazırlıkları bir yandan, buhranlı bir dönem.Saldırının ilk görüntülerini gördüğüm an kalbime birşey oturdu,o kadar korktum ki... Dünyanın sonu geldi sandım. O günü takip eden bir ay boyunca o sıkıntı içimden hiç gitmedi.İlk psikolog görüşmemi bu süreçte gerçekleştirdim.Ne yapsam gitmiyordu içimdeki sıkıntı.Niye bu kadar etkilendiğimi ben de anlayamamıştım.Bir ay sonra bir gece rüyamda sevdiğim birinin başından darbe aldığını ve öldüğünü gördüm.Sabah okulda sıra arkadaşıma rüyamı anlattığımda, bıktım artık senin rüyalarından da,buhranlarından da deyip yanımdan kalktı.Bir saat sonra babamın bir trafik kazasında,başından darbe alarak aramızdan ayrıldığını öğrendim... 11 Eylül içimi sıkar benim,çok sıkar... Her 11 Eylül'de o sıkıntı oturur kalbime...

2 Eylül 2013 Pazartesi

Özlemek

İnsan Lambada'yı dinleyince hüzünlenir mi,hüzünleniyorum işte... Çocukluğumu hatırlatan,o günlere götüren herşey içimi burkuyor.Duygulanıyorum,hüzünleniyorum ...Özlüyorum çok özlüyorum...

6 Ağustos 2013 Salı

Irrevocable


i'm just the pieces of the man i used to be 
too many bitter tears are raining down on me 
i'm far away from home 
and i've been facing this alone 
for much too long 
i feel like no-one ever told the truth to me 
about growing up and what a struggle it would be 
in my tangled state of mind 
i've been looking back to find 
where i went wrong 

too much love will kill you 
if you can't make up your mind 
torn between the lover 
and the love you leave behind 
you're headed for disaster 
'cos you never read the signs 
too much love will kill you 
every time 

i'm just the shadow of the man i used to be 
and it seems like there's no way out of this for me 
i used to bring you sunshine 
now all i ever do is bring you down 
how would it be if you were standing in my shoes 
can't you see that it's impossible to choose 
no there's no making sense of it 
every way i go i'm bound to lose 

too much love will kill you 
just as sure as none at all 
it'll drain the power that's in you 
make you plead and scream and crawl 
and the pain will make you crazy 
you're the victim of your crime 
too much love will kill you 
every time 

too much love will kill you 
it'll make your life a lie 
yes, too much love will kill you 
and you won't understand why 
you'd give your life, you'd sell your soul 
but here it comes again 
too much love will kill you 
in the end... 
in the end.

26 Temmuz 2013 Cuma

Cheers

Sometimes when you want to change something in your life but the change seems to come way too slowly for your patience ,all you can do is to cheer yourself , there is No other way... As I always do... 

11 Temmuz 2013 Perşembe

Kendini olmadığın biri gibi göstermek yorucudur.O enerjiyle ne güzel şeyler yapılır aslında.Olduğun gibi davranmak cesaret ister.İnsan bu, hep onaylanmak ister.Oysa seni olduğun gibi kaç kişi sever? Sen olduğun kişiyi sevdikçe ve o kişiyi dünyaya sunmaktan korkmadıkça, dünya hep güzel kalıcak,çünkü yaşamın bu iyi enerjiye,senin renklerine ihtiyacı var.Kendin olmaktan korkma,onaylanma derdinde olma.Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.

26 Haziran 2013 Çarşamba

Let's have a break now !!

Öğretmenliğe ilk başladığım zamanlarda,derse ara vermeye çekinirdim.Dersin her dakikasını dolu dolu geçirmeye çalışır,verim düşsede devam ederdim.Biraz ders dışı konuşsak vicdan azabı çekerdim.Zamanla anladımki aralar bu işin anahtarı... Şimdi karşımdakinin birazcık tıkandığını hissetsem ya da kendim çok sıkılsam, hemen bir ara veriyorum.Bazen 30 saniye,bazen 3-4 dakika... Molalar hayatın cansuyu.İlişkilere,düşünmeye,çalışmaya,konuşmaya ara vermek lazım bazen.Yeniden daha güçlü başlamak için...

14 Mayıs 2013 Salı

Hepimiz insanız

Yıllardır Etilerde çalışıyor olmanın bana kattığı çok şey oldu.Burda birçok insan tanıdım. Bu çevrede yaşayan ya da çalışan yüzlerce öğrencim oldu.Büyük çoğunluğu ünlü,zengin ya da bir şekilde hayat standartları belirli bir kaliteye ulaşmış, kalburüstü olarak tabir edilen insanlardı.Derslerimiz konuşma ağırlıklı olduğu için genelde çoğunu oldukça yakından tanıdım.Karşıma hep çok güzel insanlar çıktı.Onların hayatlarını,anlattıklarını içtenlikle dinledim.

Gözlemlediğim çok şey oldu.Birkaçını maddeler halinde paylaşmak istiyorum.

•Paraya insanı bozabilir
•Paraya sahip olmak kolay,idare etmesi zor.
•Şöhret insanı bozuyor.
•Kamera insanı bozuyor
•Para,şöhret,çevre sahibi olunca normal bir hayat sürmek kolay değil,eskisi gibi kalmak çok mümkün değil.
•Başaranlar var.
•Para ve şöhrete doyum olmuyor,hep daha fazlası isteniyor.
•Az şöhret az para tehlikeli
•Etiler'de kimin daha zengin,kimin daha ünlü olduğu dışardan anlaşılmaz.
•Herkeste bir potansiyel vardır.
•İşinde başarılı,parası kazanmış,kendinden emin, karakterli insanlar vardır ve hep olmalıdır.

En güzel şey insanın kendini bilmesi,çevresindekileri görmesi. Bazılarının gereksiz egoları var. Arasıra durup düşünmelerini öneriyorum, bizim birbirimizden farkımız yok, hepimiz insanız.

4 Nisan 2013 Perşembe

Ister vur ister okşa, ben böyleyim...

"Bizi bilen iyi bilir bilmeyen kendisi gibi bilir."
Ne kadar insancıl ve sevgi dolu olduğumu yakından bilen bilir. Başkalarının hakkımda ne düşündüğü hiçbizaman umrumda olmadığı için bilmeyenlerin nasıl bildiği beni ilgilendirmiyor. Gel gör ki bir konuya açıklık getirmek isterim, soğuk ve mesafeli bir insan gibi gözüküyorsam bunun sebebi, bazen insanlarla samimiyet kurmaya korkuyor olmamdır. Bazen birileriyle yakın olmanızı,birşeyler paylaşmanızı gerektirir bazı durumlar, ya da bir şekilde samimi olursunuz.Buraya kadar güzel ama bazen bu samimiyetin dozu, ilerleyen evrelerde haddini aşabiliyor. Samimiyet kurduğunuz kişi üzerinizde söz sahibi olduğunu düşünüyor .Milletçe hastalığımız;azıcık sevdiğimiz birşeyi böğrümüze sokup sonra hayalkırıklığı yaşamak.Sahiplen,benimse de özünden de verme be kardeşim. Bırak herkes kendi hayatını yaşasın.

Yıllardır yalnız ve bağımsız yaşamamdan olsa gerek ne kadar iyi niyetli olursa olsun, her türlü sahiplenme,müdahale,hesap sorma tahammülümü zorluyor.Sabırlı ve insancıl tavrımı muhafaza etmeye çalışıyorum ama bazen çok zor. Bende buyum.Herkesin bir yapısı vardır ve ne kadar istesenizde, hatta o kişi kendisi istesede değişmez.Değiştirmeye değil anlamaya çalışalım zaten.İnanın dünya çok daha güzel bir yer olucak.

31 Mart 2013 Pazar

Hayat mükemmel mi ne??

Selam! sesimi duyan birileri varsa eğer! Uzun bir süre sonra bolca dinlenmenin keyfini çıkarıyorum bugünlerde.Bayadır çok yoğun olduğumdan bahsediyordum.Çok buhranlı bir dönemi de çok şükür atlattım.Ben öyle yoğunluk içinde bir ileri iki geri giderken merkürde durmadı tabi canım benim geriledide geriledi.Astrolojiye ne kadar inanırsınız bilmem de, bu seferki gerileme neredeyse elle tutulur bir şekilde gösterdi etklerini benim hayatımda... Neyseki en az hasarla atlattım ve birçok kişinin nefretle andığı o dönemler benim hayatımın en güzel dönüşümüne sebep oldu.

Herneyse bir şekilde atlattık o dönemi ve huzurlu günlerimize döndük yeniden.Bu sıralar oldukça bol vaktim var ve çok güzel değerlendiriyorum.En çokda evime vakit ayırabildiğim için mutluyum. Taşındığımdan beri yapmak istediğim şeylerin bir kısmını gerçekleştirdim.

Bunlardan ilki banyoda yapmak istediğim değişiklikti.Fayanslar değişince,boyaların üzerine gelen sıva çok sinirimi bozuyordu . Nihayet o sıvaları önce yonttum sonra boyadım ve çok güzel oldu.





Bir diğer en çok istediğim şeyse güzel bir balkondu.Bloğumda daha önce bu konuyla ilgili bir yazı yazmıştım.Başkonumda bazı değişiklikler yaptım.İki yıldır balkonda domates biber maydanoz fesleğen gibi ufak çapta bitkiler yetiştiriyorum.Bu yıl bu olayı biraz büyütmeye karar verdim ve bol bol toprak saksı tohum alarak organik tarım olayına balıklama daldım.Yaza menemenler salatalar benden :)





Evde olmayı çok seviyorum ama en çok neyi yemek yapmayı!!! Uzun süredir bunada vaktim olmuyordu ama artık güzel güzel yemeklerimi de yapıyorum. Bugün kendime çok lezzetli bir pırasa yaptım. Biraz öncede bir kek yapmışım ki yıkılıyor eskisi gibi yemek yapabilirsem belki yine yemek bloğuma geri dönebilirim ha, neden olmasın?







Bence hayat mutlu olduğumuz anların toplamı. Ne kadar keyif alır ve mutlu yaşarsak o kadar anlamlı olur hayat.Mutluluğun bir standardı yok,sınır sizsiniz, her anın tadını çıkarın ve nasıl istiyorsanız öyle yaşayın.KİM NE DERSE DESİİİN!!!!!





7 Mart 2013 Perşembe

Uçurtmalar

Bi an kendimi, ofiste, yarattığım boş vakti değerlendirmeye çalışırken saçma sapan şeyler yapar halde buldum.Zamanım var ama onu mu yapsam bunu mu derken bi bakıyorum hiçbişey yapamıyorum.Saçma sapan şeylerle vakit uçup geçmiş.
Son zamanlarda sürekli yoğunluktan bahsettiğimin farkındayım.Ama tabiiki sadece çalışmıyorum.

İş dışında şuan en çok yaptığım şey kitap okumak.Kitap okumayı çok seviyorum ve uyumaya,televizyon izlemeye,internete tercih edebiliyorum.Son zamanlarda en çok keyif aldığım şey, yatağıma gömülüp uzun uzun kitap okumak, belki çok yorulduğum için dinlendirici geliyordur.ne okuyorum? Bu aralar en son yazımda bahsettiğim fifty shades üçlemesinin ikinci kitabını ve Bu Egoları Şişirsekte mi Saklasak ı dönüşümlü olarak okuyorum.Ne alaka diye bende kendime sormuyo değilim.Aslında piskoloji,kişisel gelişim kitaplarını seviyorum.Önceden roman okuyamazdım,saçma gelirdi ama sürükleyici kitaplar kafayı boşaltmak için iyi oluyor.

Çok sık olmasada spor yapmaya çalışıyorum.Aslında spor yapmayı çok seviyorum ve insanlar neden spor yapmaz anlamıyorum ama bu ay gerçekten yorgundum ve çok sık gidemedim salona.Saatleri uyarsa zumba derslerini asla kaçırmıyorum ve yüzmek çok iyi geliyor.Spor eğitmeni arkadaşım suyun içinde yürüsen bile iyi gelir diyor.

Bu aralar hem işte hem iş dışında öğrencilerimle vakit geçiriyorum.Benim öğrencilerim yetişkinler ve birçoğuyla arkadaş gibiyim.Yaklaşık 4 yıldır Etiler'de çalıştığım için bu çevreden birçok kişiyle güzel dostluklar kurdum.Önce öğrencim sonra dostum oldular.Onlarla vakit geçirmeyi çok seviyorum.

Etiler'i çok seviyorum.Bu çevredeki mekanları keşfetmeyi,farklı şeyler yemeyi,içmeyi çok seviyorum.Tabiiki bu sadece Etilerle kısıtlı değil ama en çok bu çevreyi seviyorum ve son zamanlarda en çok bunu yapıyorum.

Sanırım 2013 bana sosyallik getirdi.Hep kalabalık,sevdiğim insanlarla,sohbetli,neşeli geçiyor günlerim.

Evime taşınalı 5 ay oluyor, ev içinde yapmayı düşündüğüm değişiklikler yavaş yavaş gerçekleşiyor ve beni çok mutlu ediyor.Evim giderek güzelleşiyor.Yaşanmışlıklar ve anılar artıyor,bence bir yeri en çok güzel yapanda bu.

Giderek huzur dolu,mutlu bir insan oluyorum.Sanırım büyümek böyle birşey.

Herkese huzurlu günler diliyorum.SEVGİLER




16 Şubat 2013 Cumartesi

Selam Şubat!

2013 hızlı geldi,çabuk geçiyor... Şubatı ortalamışız bile. 4 yıldır en yoğun çalıştığım zamanlar Aralık-Ocak-Şubat ayları oluyor.
Aslında bazen bunalsamda,çok şikayet etmiyorum,yoğun olmayı,çalışmayı seviyorum ben.Bu yılın ilk ayı gayet verimli geçti benim için çalışma açısından.Güzel işler yapıyorum,kendimi geliştiriyorum,bu durumdan memnunum.Bu yoğunluk içinde bloğuma da bir selam vermek, Şubat ayına bir yazı yazmak istedim ki, sonra dönüp baktığımda bu aya ait birşeyler okurum.

Bu yıl okuduğum ilk kitaptan bahsedeyim mesela..
Çok kitap aldım,çok kitap okudum ama ilk defa bir kitabı okumayı bu kadar istedim ve planladım.İçimden bir ses bu kitabı okumalısın dedi.Kitabı okumak için eve koşa koşa gittim resmen.




İlk yarısı çok güzeldi,tam beklediğim gibidiydi.Çaresiz,özgüvensiz bir adam var ve birgün karşısına çıkan tanımadığı bir adam ona yol gösteriyor,öğütler veriyor.Kendine güvenmesini,başarılı olmasını sağlıyor, gayet güzel derken ikinci yarıda biraz saçmalamıştı.Sonunda ne olacağını tahmin ederek okudum ve gerçekten biraz abartıydı.Yinede sevdim.Tavsiye ederim,okunmalı.Bu yazarın diğer kitaplarınıda okuycam mutlaka.Bence benim tarzımda yazıyor.

O kitap biter bitmez buna başladım.


Hakkında hiçbir yorum yapmak istemiyorum.Helede beğenip beğenmediğim konusunda.Ne diyeceğimide bilemiyorum açıkçası, erotik hikaye sevenlere mi diyim ne diyim. Ben çok merak ettim aldım, hiç bu tarz bir kitap okumamıştım.Değişik.

Hikaye Amerika'da geçiyor, çok güzel anlatılmış ama sanki bir hikayeyi değilde yazarın fantezilerini okuyorsunuz.Tavsiye edip etmeme konusunda kararsızım.

Bu yılın ilk kitapları bunlardı,daha çok kitap okuma ve paylaşma fırsatım olur umarım,SEVGİLER.

25 Ocak 2013 Cuma

İz bırakanlar unutulmaz...


Daha bisiklete binmeyi beceremediğim yıllardı,ben hep sorgulardım hayatı.Hep anlamaya çalışırdım insanları,hareketlerini.Ailemin benden gizlediği gerçekler olduğunu düşünürdüm,bilmediğim şeyLer vardı ve ben öğrenmeliydim.Neden sorduğum soruları geçiştiryorlardı,neden bazen fısıltılarla konuşuyorlardı,evimize gelen insanlar kimdi?Benden birşey saklıyorlardı kesin.
Kendimi bildim bileli düşünmek en sevdiğim eylem oldu.Çok düşündüm,çok okudum,çok konuştum,çok gezdim,çok insan tanıdım,en güzeli çok şey öğrendim hayattan.Her yaşadığım benim için çok değerli tecrübelerdi ve tecrübelerim en değerli hazinemdi.


Bu yaşa geldim bunu öğrendim dediğim şeylerin başında gelir; iz bırakmak..

Bir insanın hayatına giriyorsun,beraber zaman geçiriyorsunuz.Arkadaş oluyorsunuz,sevgili ya da ne bilim işte bir şekilde iletişim halindesiniz.Birgün o insanın hayatından çekip gittiğinde yokluğunuz hissedilsin yahu..

Son 2 yılda,özellikle geçen sene hayatımda bir yaprak dökümü yaşandı.O güne kadar 'hayatımda olmazsa olmaz' dediğim ne kadar insan varsa, büyük laf konuşmıycan kardeş der gibi hayatımdan öyle bir silindi ki tozu bile kalmadı.Lafı yine vazgeçmek güzeldire getirmiycem, vazgeçmek gerekiyorsa tabii ki vazgeçilecek o ayrı.

Mesela; şuan hayatımda olmayan birini bana hatırlatan herhangi birşey olduğunda; eski bir fotoğrafı,maili görmek gibi,aa evet bu benim hayatımda vardı ya,aa şöyle olmuştu derken buluyorum kendimi.Sonrada hayret ediyorum.Ömür harcamışsınız yahu,nasıl bu kadar silinir hafızandan.Siliniyor işte,özlemiyorsun.İşyerinde,arkadaş grubunda öyle insanlar oluyor ki hep anıyorsunuz,gülümsüyorsunuz.Öyle insanlar var ki yokluğunu hissetmiyorsun.
Tarzı,düşünceleri,esprileri hatırlanan,sevilen,unutulmayan insanlardan olmak dileğiyle..

16 Ocak 2013 Çarşamba

Küçük İstavritin Öyküsü

Küçük istavrit yiyecek bir sey sanip
Hizla atildi çapariye
Önce müthis bir aci duydu dudaginda
Gümbür gümbür oldu yüregi
Sonra hızla çekildi yukarıya

Aslında hep merak etmisti
Denizlerin üstünü
Neye benzerdi acep gökyüzü
Bir yanda büyük bir merak
Bir yanda ölüm korkusu

`Dudagi yarıklar` denir, sanslidir onlar
Hani görüp de gökyüzünü, insani
Oltadan son anda kurtulanlar
Ne çare balikçinin parmaklari
Hoyratça kavradi onu
Küçük istavrit anladi yolun sonu

Koca denizlere sigmazdi yüregi
Oysa simdi yüzerken
Küçücük yesil legende
Cansiz uzanivermis dostlarina
Degiyordu minik yüregi

Insanlar gelip geçtiler önünden
Bir kedi yalanarak bakti gözünün içine
Yavasça karardi dünya
Basi da dönüyordu
Son bir kez düsündü derin maviyi
Beyaz mercani bir de yesil yosunu

Iste tam o sirada egilip aldim onu
Yürüdüm deniz kenarina
Bir öpücük kondurdum basina
Iki damla gözyasindan ibaret
Sade bir törenle saldim denizin sularina

Bir an öylece bakakaldi
Sonra sevinçle dibe daldi
Gitti, tüm kederimi söküp atarak
Tesekkürü de ihmal etmemisti
Birkaç degerli pulunu elime avuçlarima birakarak

Balikçi ve kedi saskin baktilar yüzüme
Sorar gibiydiler, neden yaptin bunu diye
`BIR GÜN` dedim `BULURSAM KENDIMI
YESIL LEGENDEKI KÜÇÜK ISTAVRIT KADAR ÇARESIZ
SON ANA KADAR HEP BIR UMUDUM OLSUN DIYE`

SERDAR SIRALAR